Neler Okuyacaksınız ?
PodCast olarak dinlemek isterseniz;
Bal Gibi Bir Hikâye Başlıyor!
Merhaba sevgili İyilink okurları! Bugün sizleri Van’ın yüksek yaylalarına, çiçeklerin arasında dolaşan arıların peşinden, pembe maskeli bir kadın grubunun hikâyesine götürüyorum. Evet, yanlış duymadınız: Pembe maskeli kadın arıcılar! Hem de bal gibi işler başarıyorlar. 🐝
Kim Bu Pembe Maskeliler?
Gevaş Artos Kadın Kooperatifi’nin başkanı Songül Güleç ve cesur ekip arkadaşları, arıcılığı sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir kadın dayanışması hareketine dönüştürmüş durumda. Kırsalda yaşayan kadınlara fırsat eşitliği sağlamak ve geleneksel bal üretimini sürdürülebilir hale getirmek amacıyla kurulan bu kooperatif, son dönemde aldığı kovan desteğiyle adından sıkça söz ettiriyor.
Kovanlar Sıradan Değil, Tamamen Doğal!
Projenin en dikkat çekici yanlarından biri ise kullanılan karakovanların tamamen doğal yöntemlerle, söğüt ağaçlarından yapılması. Üstüne üstlük bu kovanlar çamurla sıvanıyor, böylece arılar hem serin kalıyor hem de balın kalitesi artıyor. Pembe maskeliler, doğaya karşı olan sorumluluklarını bu üretim yöntemi ile tekrar doğaya geri kazandırıyor.
Üretilen bal, kalite analizlerinden tam not alıyor. Özellikle prolin değeri oldukça yüksek. Prolin, balın kalitesini belirleyen en önemli kimyasal maddelerden biri. Yani bu bal, sadece damağınızı değil, sağlığımızı da şenlendiriyor!

Kadınlar İçin Sadece Bir İş Değil, Bir Duruş
Kooperatif üyeleri için bu iş sadece bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda bir güçlenme, birlik ve özgüven kazanma süreci. Songül Güleç, bu yolda ilerlerken birçok kadın için rol model olmuş durumda. Onun liderliğinde kadınlar artık “Ben de yapabilirim!” demeye başladı.
Son Söz: Bal Gibi Gelecek!
Pembe maskeleriyle arıcılığa renk katan bu kadınlar bize bir kez daha gösterdi ki; dayanışma, doğallık ve inanç birleştiğinde her şey mümkün! Siz de onların hikâyesine destek olmak isterseniz, yerel üreticileri tercih edin ve onların balını tatmayı unutmayın. 🍯

Pembe Maskeli Arıcı Songül Güleç’e 5 Soru Sorduk
1-”Pembe Maskeli Arıcılar” fikri nasıl ortaya çıktı?
Bu fikir, arıcılık gibi geleneksel ve çoğunlukla erkek egemen bir alanda görünmeyenleri görünür kılma arzusuyla doğdu. Arıcılıkta yıllardır beyaz koruyucu giysiler giyilir — çoğunlukla erkeklerin giydiği, nötr ve standart kıyafetler. Biz bu geleneği sorgulamak ve kırmak istedik.
“Pembe Maskeli Arıcılar”, sadece doğayla değil, toplumsal normlarla da bir diyalog kurma çabası. Pembe rengi seçmemizin nedeni, hem yumuşak hem güçlü bir ifade alanı yaratmasıydı. Maskeler ise hem koruyucu hem de kimliğin sınırlarını yeniden tanımlayan birer araç olarak devreye girdi. Böylece doğayı koruyan kişilerin sadece çevreyle değil, aynı zamanda cinsiyet rolleri ve görünürlükle de mücadele ettiğini göstermek istedik.
Bu proje, arıcılığın sessizliğine karşı rengârenk ve sembolik bir müdahaleydi.
2-İlk balınızı tattığınızda ne hissettiniz? “Tamam, biz bu işi başardık” dediğiniz an o an mıydı?
İlk balı tattığımız an tarif etmesi zor bir histi — doğrudan doğadan gelen, zamanla, sabırla ve emekle oluşmuş bir şeyin tadı vardı dilimizde. Sadece bir ürün değil, aynı zamanda aylarca süren bir çabanın, gözlemin ve iş birliğinin meyvesiydi o tat. O an sadece “biz başardık” demedik, aynı zamanda “doğru yoldayız” dedik. Çünkü arıcılık sadece bal üretmek değil; arıların, bitkilerin, mevsimlerin ve insanların birlikte kurduğu dengeli bir sistemin içinde var olmak demek. İlk bal bu sistemin bize verdiği bir onay gibiydi.
Evet, o tat bir başarı hissiydi, ama daha çok doğayla kurduğumuz ilişkinin ilk olumlu cevabıydı.
3-Arıcılık bazen erkek işi gibi görülüyor. İlk başladığınızda çevrenizden “Vaktini ve naktini boşuna harcıyorsun, başaramayacaksın” gibi tepkiler aldınız mı?
Evet, bu tür tepkilerle çok karşılaştık. “Arıcılık ağır iştir, kadın işi değil,” diyenler oldu. “Zamanını harcama, bu işten bir şey çıkmaz,” diyenler de. Başta şaşırmadık çünkü toplumda birçok iş hala cinsiyete göre etiketleniyor. Ama tam da bu yüzden inat ettik. Çünkü mesele sadece bal üretmek değildi; görünmeyeni görünür kılmak, kadının doğayla kurduğu bağın ne kadar güçlü olabileceğini göstermek istedik.
Bu önyargılar karşısında yılmadık. Her petek doldukça, her kovanda yeni bir yaşam başladıkça, hem kendimize hem çevremize gösterdik: Bu iş sabırla, bilgiyle ve tutkuyla yapıldığında cinsiyetin hiçbir önemi kalmıyor.
4-Kovanların başında çalışırken yaşadığınız en komik veya en ilginç olay neydi?
Bir gün ekipten biri, ilk kez sahaya çıkmıştı ve ne kadar temkinli olsa da arılardan biraz çekiniyordu. Tüm koruyucu kıyafetleri eksiksiz giymişti ama maskesinin altına ruj sürmeyi de ihmal etmemişti — “ne olur ne olmaz, fotoğraf çekiliriz belki” demişti gülerek. Tam kovanları açtık, arılar sakin; ama bir arı bir şekilde maskenin içine girmeyi başardı. O an arkadaşımız tüm kıyafeti üstünden fırlatıp tarlada çığlık çığlığa koşmaya başladı. Arı mı? O da peşinden sakince süzülüyordu! O sahne öyle ikonikti ki hâlâ aramızda “pembe ruja alerjisi olan arı” şakası yaparız.
Bazen en ciddi işler içinde bile kahkaha atacak bir şey mutlaka oluyor. Arılarla çalışmak disiplin ister ama onlar da mizahı kaçırmaz!
5-Diyelim ki bir gün belgeseliniz Netflix’e çıktı. İsmini siz koyacak olsanız, ne olurdu?
Belgeselin adını “Sessiz Vızıltı” koyardım. Çünkü arıların sesi çok hafif, ama etkisi çok büyük. Bizim hikâyemiz de öyle; çok gürültü koparmadan, ama sabırla ve inatla yol alan bir mücadele. Arıcılığın sadece doğayla değil, toplumla, görünürlükle ve dirençle kurduğu bağları anlatan bir isim olurdu bu. Sessizliğin içindeki gücü, vızıltının ardındaki emeği anlatmak isterdim.
Ama belki ikinci isim olarak “Pembe Maskeli Arıcılar” da eklenirdi — çünkü o maskeler artık sadece bizi değil, bir fikri temsil ediyor.
Neden Bu Hikâyeyi Paylaştık?
Çünkü biz İyilink olarak, kadın girişimciliğini destekleyen, doğayla dost üretim yapan ve yerel kalkınmaya katkı sağlayan tüm güzel hikâyeleri seviyoruz. Hem de bu kadar renkli ve tatlı anlatılıyorsa. Van Gevaş Artos Kadın Kooperatifindeki Pembe Maskeli Arıcılar’ın ürünlerine www.artoskadin.com adresinden ulaşabilir, sosyal medya hesaplarını takip ederek pembe maskeli arıcılara motivasyon desteğinde bulunabilirsiniz 🙂
Eğer bu içeriği beğendiyseniz Kent Bahçeciciliği ile İstanbul’u yeşillendiren İyi Ekim‘in hikayesini de muhakkak göz atmalısınız 🙂
Haftada bir kez, dünyada gerçekleşen tüm güzel olayların özetini alın.
Çözüm odaklı içerikleri yaygınlaştırmamıza destek verin!
Kaygı uyandıran manşetlerden uzaklaşın ve iyi haber hikayelerinin tadını çıkarın.

