Dönemi ne olursa olsun sanırım modası geçmeyen tek çocukluk öğesi bisiklet’e binmek olabilir.
Ben ilk bisikletime star gazetesinin dağıttığı kuponları ‘’ Ulan ya gazete kalmazsa, sabah gidip alayım da 1 gün kaybı için pisikletten olmayayım’’ korkusu ile toplayarak sahip olmuştum. Markası Toscana olan parlament mavisi bisikletim demonte olarak eve geldiğinde çok şaşırmıştım. ‘’Şimdi işin yoksa git bunu toplattır, alyanı var, hava basması var, yağlaması var lanet olsun kuponunu da toscanasını da’’ kelimelerini kullandığım daha dün gibi aklımda.
Yapay motosiklet sesi yaratmak için lastiği lastiklikten çıkartmak pahasına arka tekere pet şişe sıkıştırmalar, jantlara kedi gözü takmalar, her değiştirdiğinde başka ses çıkaran pilli zillerden tut her türlü serseriliği yapıp o dönemi ölümcül olmayan birkaç bisiklet kazası ile atlatıp attım bisikleti kenara. Çünkü o dönemler bisikletin sadece çocukluk dönemlerinde binilen bir taşıt olduğunu düşünüyordum. Çünkü bisiklet ‘’ O kadar sene çalıştı bir bisikleti bile yok’’ kalıbından aklımda kalacak olsa gerek fakirlik göstergesi olarak bile kullanılıyordu.
Çok sonraları anladım bisikletin bir gelişmişlik seviyesi olduğunu, hele hele televizyonda Avrupa ülkelerinde insanların işlerine bisikletle gittiklerini görünce daha da bir utandım bu düşüncelerden.

Ülkede ki bisiklet sayısının insan sayısından fazla olduğu, her dört seyahatten birinin bisiklet ile yapıldığı, ülke başbakanının işe bisiklet ile gidip geldiği ve 23 milyondan fazla bisiklete ev sahipliği yapan Hollanda bu işi nasıl başardı?
Ülkemizde olmayan Başbakanlık makamının ne demek olduğunu bilmeyenler için amme hizmeti.
1970’li yıllarda Hollanda’da yaşayan insanlarda da tıpkı şu an bizde de olduğu gibi bir araba sahibi olma çılgınlığı vardı, (hoş, bizdeki çılgınlık sadece sahibinden fiyat bakmakla sınırlı kalsada sonuç olarak elimize köydeki arsa satımından geçecek para ile yapacağımız ilk iş altımıza araba çekmek olur.) Her 500 kişi başına 100 arabanın düştüğü Hollanda’nın orta çağdan kalma sokakları, Amsterdam büyükşehir belediyesinin başarısız asfaltlama ve belediyecilik anlayışı nedeni ile arabaların yükünü kaldıramadı, e tabi o zamanlar limak, cengiz kalyon’da yok ki 4 şeritli otoyol nasıl yapılır göstersinler koca Hollanda’ya, hal böyle olunca kazalar birbirini kovaladı.
1971 yılında 3.000’den fazla insan trafik kazalarında hayatını kaybetti, bu ölümlerin 500’ü çocuklardan oluşuyordu. Bu durum Hollanda da ‘Çocuk Cinayetlerini Durdur’ isimli bir hareketin doğmasına sebebiyet verdi, 1973 krizi nedeni ile petrol ve petrol ürünlerine ulaşmakta zorluk yaşayan Hollanda hükümeti ‘’ Ben vatandaşımı benzin kuyruklarında heba etmem, Amsterdam’dan kanal geçirir Katar’a satar oradan petrol alırım’’ kafasına girmek yerine ‘’ Ulan bu bir işaret olabilir’’ kafasına bürünüp araba merkezli şehir planlarını bisiklet merkezli şehir planları ile değiştirdi.
Diğer içeriklerime göz atmak ister misin ?
- Yeniden Kullanılabilir Pedlere Merhaba
- Tamir Etme Hakkı Nedir?
- Süper Solucanlar, Dünyamızı Kurtarmaya Geldiler.

E tabi bu işler öyle bir günde olacak işler değil, bisikleti bulmak kolay ama bisiklet yolu yapmak vakit alacak bir eylem, insanların bisiklet kullanmasını istiyorsan onlara bisiklet yolu yapman gerekir, bu nedenle hükümet toplam 140.000 karayolu ağına sahip olan Hollanda’da 35.000 kilometreden fazla bisiklet yolu inşa etti.
E tabi iş bisiklet yolu inşası ile bitmedi, yaya geçidinden geçen yayalara yol vermeyi yeni yeni öğrendiğimiz şu dönemde, geçiş önceliği araçlardan alınıp bisikletlere verildi. Eskiden yapılmış ve araçlar için tasarlanmış olan yollar bisikletlilerin kullanımına uygun hale getirildi. 2019 yılında Utrecht belediyesi 12.500 bisikletlik dünyanın en büyük bisiklet parkını hizmete açtı. Tren ve otobüs gibi bizlerin birey olarak bile binmekte zorluk yaşadığı toplu taşıma araçlarında bisikletler için özel olarak tasarlanmış vagonlar/ bölümlerin bulunduğu Hollanda’da aslında iş sadece yol, teşvik ve park alanı ile bitmemiş, bu işi yaşamın her anına yaymaya çalışmışlar.
2016’da Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırmaya göre bisiklete binen insanların üretkenliklerinin arttığını, olumlu bir toplumsal etkiye sahip olduğunu ve devlet için sağlık harcamalarını azalttığını ortaya koyuyor.
Bisiklet üretimi, tamiri, satışı ve bakımı gibi 13.000 iş kolundan oluşan bisiklet ekosistemi Hollanda’ya yıllık 1,2 ila 3,8 Milyar Euro ihracat geliri getiriyor.
Hollanda Altyapı ve Su Yönetiminden Sorumlu Devlet Bakanı önümüzdeki yıl parası yetmeyen 200.000 den fazla çocuğun kafasına ışıklı top fırlatmak yerine nasıl ücretsiz bisiklet ulaştırırım diye gece gündüz mesai yapıyor.

Çözüm odaklı içerikleri yaygınlaştırmamıza destek verin!
Kaygı uyandıran manşetlerden uzaklaşın ve iyi haber hikayelerinin tadını çıkarın.